Minnetonka Gölü’nün kenarında inşa edilmiş olan bu taş ev Murphy & Co Design tarafından tasarlandı. Ev sahibi, çok göz alıcı ve sıcak bir bahçıvan kulübesi istemiş. Ana binanın hemen bitişiğindeki alanda yer alan bu huzurlu kaçamak yeri, 143 metre kare yaşam alanına sahip. Bu yapıda bulunan ince mimari detayları yansıtacak şekilde tasarlanmış.
Dolayısıyla, proje ekibi, çarpıcı ve rustik mimari formlara taş, alçı ve ham kereste ekleyerek ve zigzag çatı arduvazı kullanarak göle bakan bu evde tamamen sıcak bir kulübe içinde kendilerini yuvalarında hissetmelerini sağlamış.
Taş ve waney ahşabından yapılan bahçıvan atölyesinin görünümü. Ana kat köşe penceresini elle kesilmiş taş konsollar çevrelerken girişin hemen yanında da göz alıcı taş konsollar yer alıyor.
Tarihi demir çiviler (clavos), taş dam sümbüleleri, tudor kemerli kereste lentolar ve gaz lambaları bahçıvan atölyesini tamamlıyor.
Bu göz alıcı taş ev, yatılı misafirlerin dinlenip rahatlayabilecekleri huzurlu bir konaklama imkânı sunuyor. Taş işçiliğinden konsollara ve hatta gaz lambalarına kadar dış cephenin mimari güzelliğine aşık olduk. Bu evin akşamları ne kadar güzel görüneceğini tahmin edebiliyoruz! Özel balkonu olan ebeveyn yatak odasından büyüleyici göl manzarası izlenebiliyor, güneşin suyun üzerinde doğup battığı anları görmek için mükemmel bir yer.
Kurşunlu vitray servis takımları ve kaba yontulmamış pahlı keresteler, yemeklere hem resmiyet hem de kolaylık katıyor.
Asma demir ve cam raflar ve pencereli duvarlar dışarıdakileri içeriye çağırıyor.
Elle malalanmış alçı tudor kemeri.
Çatı kirişleri keresteden yapılmış oturma odası, arkadaki kıvrılan merdivenlere bakıyor.
Girişteki merdivenli holde ise kavisli alçı tavan ve derin gömme kurşun pencerelerin olduğu duvarlar mevcut.
Üst geçit açıklığındaki çatı pencerelerinden doğal aydınlatma sağlanmış.
Geniş zigzag çatı arduvazı, çalık kenarlı ahşap kaplama içine doğru katlanıyor.